Fanfiction, Harry Potter ve profesyonel fangirllük üzerine

Kafalarcokkarisik ekibinin Gamga ve Öz’ü olarak fanfiction hakkında söyleyecek çok şeyimiz var. Ancak bu yazıyı ben GAMGA, tek başıma ele alıyorum.

Fanfiction dendiğinde yere çömelip hırıltılı bir sesle “kardeş ben bu batağa çok küçük yaşta düştüm” demek istiyorum. Zira henüz körpe bir yavruyken kaderin ağları etrafımı sardı. 90larda doğmuş her sağlıklı birey gibi ben de Harry Potter’ı okuyup bitirdikten sonra GIMME MORE GIMME MORE havasına girdim. O zamanlar yakın bir arkadaşım (ben ona drug dealer diyeceğim T.T) benim çilelerime bir son vermek amaçlı bak cınım böyle böyle fanfiction diye bir şey var ben okuyorum diyerek bana bir link attı.

Peki o link neyin linkiydi?.....

Du dum

Du dumm

Du duuuuuuum

FF alemine biraz ilgisi olan Türk gençliğinin çok iyi bildiği şimdilerde emekliye(tam olarak diyemeyiz) ayrılmış, TR vatan kodlu Potterheadların halay başı Awakencordy’nin emektar sitesi merkez-masa….

Aman Allah’ım o da neydi? Elf gözlerim neler görüyordu?

Avuç avuç(biraz abartırsak) heri pitır. Üstelik o zamanlar ki asi gençliğimin yan etkileriyle fafori karakterim olan Draco Malfoy reis çoğu hikâyede baş rolde.

Adeta çölde vaha bulmuş bir bedevi gibiydim dostlarım. Henüz çok gençtim 13-14 yaşlarında bir yavrucak. ( Güncel yaşım hakkında konuşmamayı tercih ederim...)

Eveykın iyiydi hoştu, geniş zamanda yazardı,  “yapıyordur – ediyordur” derdi.  Severdik be.

Sonra gönlümün efendisi o zamanlar eveykının kankisi olan Luplex theLake’e geçiş yaptım. İşte aradığım buydu. Üstelik kendisinin en az fanfictionları kadar orijinal hikâyeleri de kalbimi çalmıştı. (7+1=2 der susarım….) Dilekle fanfiction yazarlarının aslında başkalarının evrenlerine tıkılıp kalmayabileceklerini, kendilerine ait yeni bir dünya yeni karakterler üretebileceklerini öğrendim.

Çok geçmeden elimdeki Türkçe kaynaklar tükenmişti. Glenien v.s Türkçe yazan yazarlar vardı ama bunların dışında dünya klasiklerini ilkokulda içine çekmiş literatür bağımlısı Gamgaya yetecek edebi düzeyde değillerdi. Sonra bi çılgınlık yapıp yabancı sitelere atıldım. Okuduklarımın yarısını anlıyor yarısını anlamıyordum ama olsun. Yeni dünyalar keşfetmiştim önümde kimse duramazdı.

İşin burasında Fanfiction.net’le tanışmış oluyorum.

İşte şimdi gerçek bataklığa saplanmıştım. Zaman içinde okuduğum her fantastik eserin peşine düşüp fandomlarını buldum. Şimdi diyeceksiniz ki “kardeş fandom ne”. Ama sanmıyorum ki ff’a ilginiz olup da fandomu bilmeyesiniz. Yazının burasına geldiğine göre de ya gugılda fanfiction awaken falan derken kendini buralarda buldun ya da ebedi dostlarım/yazdıklarımı okumaya mecbur N ve Öz’den birisin. Olsun canın sağolsun…

Günümüze dönersek şimdi ergenliğini neredeyse tamamen geride bırakmış, nefes aldığı sürenin %70ini bir şeyler okumaya harcayan Gamga olarak günde en az bir fanfiction okurum. Artık fandomları, eserleri veya karakterleri tanımam önemli değil. Önemli olan onların arasında bulduğum edebiyat harikaları. 16 yaşında bir kız çocuğunun J.K Rowling’e kafa tutabilmesine şahitlik etmek.

Şimdilerde yazılımcı olmaya çalışan şanssız bir tembel olarak bu bağımlılığı bırakmaya çalışıyorum. Ama ne kadar başarılı oluyorum bilinmez.

En azından artık 2566498 bölümlük serilere başlamamaya sadece one-shot okumaya çalışıyorum.

Demem o ki bu batakta benimle birlikte cebelleşen dostlarım, biliyorum ordasınız. Bu işte beraberiz. Herkes gelir gider biz kalırız şşşşhhhh ayıkss ;) FF okuduğunuzu gizlemeyin saklamayın. Ne çeşit hangi dil hangi fandom. Burada kimse kimseyi yargılayamaz zira hepimiz gerçek dünyadan kaçan sığınmacılarız.

Ay ne kadar duygusal gibi görünen ama boş beleş bir yazı oldu bu. Neyse bloğumuzun toplam 5 okuyucusu olduğu için canımı sıkmayacağım ve yayınlayacağım hıhımm evet ^.^

Aideu!

                     

(ayrıca awaken'in güncel sitesi için bkz awakencordy.com , luplex için http://www.luplex.com/ )