18 Ekim 2017 Çarşamba

Galiba küçük dağları da ben yarattım!

Merhabaaaaaaaaa!!!

Kaptan pilot Öz geldi. En son çok depresiftim hatırlarsanız. Ama depresyon hırkamı çıkardım, depresyon topuzumu açıp saçımı boyadım, dizi çıkmış depresyon pijamasını çıkarıp yepisyeni pijamalar çektim üstüme. Ee Öz hayatın da ne düzelmiş hee derseniz hayır, düzelmedi. En son yazıdaki her şey olduğu gibi aynı hayatımda.

Peki bana ne oldu?

Benim hayatımda o zamandan beri olan tek bir değişiklik var. Dershaneye başladım.
Bütün minnak, nereye atılacağını bilemeyen, yeni mezun(veya olacak) öğretmenlerin yaptığı ilk şey kpss çalışmaktır dostlarım. Benim neyim eksik diyerek gidip bir dershaneye yazıldım. Son yazımı yazdıktan 10 gün kadar sonra da derslerim başladı. Zaten öğrencilerim, dershane, etütler falan derken benim programım bir doldu, değil depresyona girmek 2 sokak ötede oturan her gün görüştüğüm kankimle haftada bir buluşur oldum. Vallahi insan dediğinin vakti varsa depresyona girebiliyormuş ben bunu anladım. Çalışma hayatında olup da depresyona girmeyen insanlar asıl çalışanlar artık benim gözümde. Vakitleri yok adamların, vakitleri!


Neyse efendim size biraz dershanemden bahsetmek, biraz goygoy yapmak istiyorum. Zira Gamga'nın ablası büyükava blogdaki depresif havadan fazlasıyla rahatsız. EE HAYATIMIZDA MUTLU OLACAK BİR ŞEY YOKSA BİZİM SUÇUMUZ MU BÜYÜKAVA???


Neyse pıtırcıklarım. Dershane maratonuma bir hafta geç başladım. Taa programlar belli değilken öyle olur dedikleri için dersin 10.00 da başladığını düşünüyordum. Gittim, sınıfa her yer dolu. En arkanın bir önüne oturdum mecburen ve hemen gözlem yapmaya başladım. Sonuçta kaç ay birlikte olucaz en azından kantine giderken 'bana da bir su al yeaa' diyebileceğim bir kanki edinmeliydim. (Bu arada deshane binası inanılmaz saçma. İlk 2 kat yok. Dershane 3. kattan başlıyor. Sınıf 5. katta, kantin 7. katta. Üşengeç bir insan için bu açlık ve susuzluktan ölmek demek. O KANKİYE İHTİYACIM VAR!) 

Hoca geldi derse girdik çıktık falan kantine çıkayım bir yudum su alayım dedim. 5 kat çıkarken dilim damağım kurudu çünkü. Hemen suyu alıp bir kızın yanına çöktüm. İşte geçen hafta ben yoktum da kitapları aldınız mı naptınız nettiniz diye bir muhabbet açıp ara boyunca konuştum kızla. Orta halli dershane kankisi olabilecek gibi gelmişti şu mahbbeti yapana kadar.
-Ay bu sene bu sınıfta yepyeni aşklar doğacak hissediyorum
Ama böyle kaşı gözü nasıl oynuyor bunu söylerken anlatamam. Böyle gözlerinin biri kalk gidelim diyor öbürü bok yeme otur diyor. Ben bu lafı duyunca kafamdaki listeden anında eledim bu kızı.

Bu arada bir sonraki ders vatandaşlık ve az önceki kız VATANDAŞLIK ÇOK ZOR ÇOK diye beynimi yedi arada. Daha önce hiç bir fikrim olmadığı için tırstım iyice. Derse girdik hoca gayet günlük hayatta haklarımızı vs. anlatıyor. Neyse dedim herhalde geçen hafta zor bir konuydu. Bu kolay denk geldi. Araya çıkar çıkmaz kız yanıma geldi ve YAA NE KADAR ZOR DİMİİİİ diye kendini parçaladı. İşin garibi herkes de onaylıyor kızı arkadan. İşte bu an benim iq ları ayakkabı numaralarından küçük insanlarla dolu bir sınıfta olduğumu anladığım an.....................

Evet günler ilerliyor ve ben bu insanlarla 2. gün hayatta kalmaya çalışıyorum. Tarih hocası alanlarımızı sordu ve ben Matematik dediğim an 50 kişilik sınıfta 20 kişi gözlerinden karekök fırlatarak dönüp bana baktı. (Hala en arkada oturuyorum çünkü ısrarla dersi 10.00da sanıyorum.) Allah dedim yandım. Arada iki kız geldi yanıma sorularını getirmişler. Çözdüm anlattım ama anlamadılar. Bunda onların da bir suçu yok aslında ama daha + nın denklemin karşısına geçerken - olduğunu bilmeyen insan nasıl problem çözecek? Sonra baktım ben bunun önünü alamayacağım hemen bitch face imi takınarak oturmaya başladım. Sonra sonra kesildi bu gelmeler.


Hala asıl kendimi nasıl  Einstein gibi hissetmeye başladım kısmına gelmedim. Dershanede günler ilerlemeye  devam ederken iyice gıcık olunan insan olmaya başladım. Peki neden?
-En basit konuyu 4. kez dinledikten sonra hoca anladınız mı diye sorduğunda kimsenin anlamadım demesine fırsat vermeden ANLADIK HOCAM dediğim için. Çünkü bir çocuğa bile o kadar tekrarlarsan anlar!
-Hoca 'yaa hızlı mı geçtim' dediğinde HAYIR HOCAM GAYET NORMAL, ANLIYORUZ BİZ dediğim için.

Dostlarım, el insaf. Size gelsem (atıyorum) 1+1=2 yi uzuuun uzuuun 4 kez anlatsam en azından üçüncüde bileklerinizi jiletlemeye başlamaz mısınız?

Bir de diğer sorunum var. Mıçmıç çift. Dershanede 1 haftadır tanışan, sanki ders dinleyip atanmaya çalışmaya değil evlilik programına gelmişçesine her an ideal eşlerinde neler olması gerektiğini konuşan çift. Kızın ağzını yaya yaya konuşup asla çocuğun ona yazdığını fark etmiyormuşcasına takılması ama bir yandan da istemem yan cebime koy tavrı. Allah'ım kurtar beni!
Birkaç hafta önce ön sırama oturdular ve mecburen anıra anıra konuştukları muhabbete dahil olmak zorunda kaldım. Kız (nerden anladıysa bu kısa zamanda) sürekli çocuğa -yine ağzını yaya yaya- 'senin kapalı parantezlerin vaaaarr' diye baskı yapıyor, çocuk da 'yobaz değilim ben beni yobaz sanma' diye kendini duvardan duvara vuruyor. İkisi de arkadaş ortamlarında dışlanıyorlarmış kendilerini dışlayanlara sövüyorlar. NEDEN DIŞLANDILAR ACABA??


Kendi aralarında ne yaşarlarsa yaşasınlar önemli değil. Kimsenin ekmeğin, engelleyecek değiliz. Ama bir ses yapıyorlar, resmen hocanın sesini bastırıyorlar. Sürekli hocanın arka planında kızın kıkırdama sesi var. Önce off puff yapmaya başladım, sonra tam yerime oturacakken onları görünce gidip uzağa oturdum, tik tik baktım falan derken bunlar onlardan nefret ettiğimi anladılar. Bir süredir çocuk benden (duvar kenarından) uzakta oturmaya çalışıyor kız da diğer tarafta oturmak istemiyor çünkü oradaki kızlar da o kızdan nefret ediyor.

Yani bu mıçmıçlarla sınıftakilerin durumunu gördükçe bana yavaştan bir kibir gelmeye başladı. Hayır hiç de istemiyorum çünkü bunlar benim rakibim değil. Sınıftaki tek Matematikçi benim Yani bu insanlarla yarışmıyorum. Ama sürekli onlarla birlikte olunca ve durumlarını gördükçe ya ben yaparım bu sınavı, öyle arada bir baksam bile yeter moduna giriyor insan. Kendini çok zeki görmeye başlıyorsun. Sanki getirip Öz şu atomu parçala deseler 'cınım şu masaya bırak kahvaltımı ederken hallederim' diyeceğim.

 Geçen hafta ise ya tamam ben gerçekten bunlardan baya öndeyim bunları salmam lazım dediğim anı yaşadım. Matematik benim alanım evet, ama hız kazanmak istiyorum. Bundan da bahsetmiştim bir kız ortamında. O kızlardan biri bana dershanenin yayınının çok zorlayıcı olduğunu soru bankasına bir bakmam gerektiğini söyledi. Eve geldim oturdum kitabın başına, akşama kadar da kalkmamışım. Hava kararırken kalktım bir baktım kitabın yarısını çözmüşüm. yapamadığım soru sayısı 10 etmiyor. Normalde en azından her testten 1 tane olsun yapamadığım çıkmalıydı zor bir yayınsa. Neyse ertesi gün gittim dershaneye kız sordu baktın mı diye 'evet evet baktım güzel' diye geçiştirdim bunu. Ccoğrafya dersine girdik dağları anlatıyor hoca. Yani tamam Matematik anlamıyor olabilirsiniz ama Coğrafyada neyi anlamadınız. Bir de sınıfın %90'ı sözelci anlamadım diyen ben olmalıyım ben! En son baktım ki ısrarla tekrarlanıyor bu her derste. Tarih hocası bu ders anlattığını bir saat sonra sorunca sanki hiç anlatmamış gibi davranıyorlar. ANLAM VEREMİYORUM!

Birkaç hafta sonra alan derslerim başlayacak sadece Matematikçilerle. Bir an önce başlasın ve ben bu gereksiz kibirden kurtulayım istiyorum.

Ay önizlemeye baktım da ne uzun yazmışım şoktayım şu an. Hadi pıtırcıklarım kaçayım ben seviyorum sizi.

Arivederçii^^(Öz)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder