Acayip dırdır yapmaya geldim dostlar. Gerçekten benim dırdırımı dinlemeye mecaliniz yoksa şu an yazıyı kapatıp ayrılabilirsiniz buradan. Çünkü çooooooook uzun söyleneceğim.
İlk olarak inat edip neden 7 maddeye indirdim diye kendime söyleneceğim izninizle. Sadece üç buçuk dakika düşünerek 11 tane filmde olmayan olaya sinirlenmişken durdurdum kendimi. Şimdi bunları nasıl yediye indireceğim diye saçlarımı yoluyorum. Bu arada 'ulan kadın nasıl hatırladın bu kadar şeyi' diyecekseniz demeyin. Ben son 2 yıldır aralıklarla kitapları baştan satın aldım (sadece kütüphanemde bulunsun diye) ve satın aldıkça da dayanamayıp baştan okudum seriyi. O nedenle küllenmiş nefretim tekrar alevlendi. He zaten ganiöz üçlüsünde absürt şeyleri 855 sene sonra hatırlamamla bilinirim o ayrı.
Evet dostlarım yazıya başlamamın üzerinden saatler geçti ve ben sonunda 7 maddeye indirebildim. Kitaptaki sıralamaya göre gideceğim.
1. Neville - Harry Bağlantısı
Kitaplara göre gideceğim deyip anında caymama kaç puan? Yok yok caymadım, sadece bence bu her şeyin başlangıcı. O yüzden bir numaraya ekledim. İlk olarak Harry neden seçilmiş kişiydi, buradan başlayalım. Kehaneti hepimiz hatırlıyoruz ama sadece filmi izleyenler sadece sonunu biliyor. Aslında kehanet şöyle;
''Karanlık Lord'u alt edecek güce sahip olan biri ona üç kez karşı çıkmış olanlardan yedinci ay biterken doğacak. Bu erkek çocuk Karanlık Lord tarafından kendine denk olarak görülüp işaretlenecek. Ancak bu çocuğun Karanlık Lord'un bilmediği gizli güçleri olacak. İkisinden biri diğerinin elinde ölecek. Çünkü diğeri varlığını sürdürürken ikisi de yaşayamaz.''
Harry'nin neden seçilmiş olduğu belli. Voldemort'a üç kez karşı çıkmış Potter'ların Temmuz sonu doğmuş oğlu. Ama sıkıntı şu ki Neville de Voldemort'a üç kez karşı çıkmış Longbottom'ların Temmuz sonu doğmuş oğlu. Kehanete birebir uyuyor. İkisi için de yazılmış olabilecek bu kehanet, Voldemort Harry'i seçip onların evine gitmesi ile Harry'e ait oluyor. Yani Karanlık Lord'un kendine denk görüp yara iziyle seçtiği için Harry seçilmiş kişi. Bu olaydan filmlerde hiç bahsedilmiyor. Hatta Snape'in Neville'e olan nefreti de buradan geliyor. Eğer Lord seçilmiş kişi olarak Neville'i seçseydi Lily hayatta olabilirdi.
2. Felsefe Taşı Korumalarından İksir Bulmacası
Felsefe Taşını korumak için her profesör bir engel koymuştu hatırlarsanız. Sprout bitkiyi, Flitwick uçan anahtarları, Mcgonagal satrancı. Nedense Snape'in engeli filmde yoktu. Hermonie ve Harry bir odaya giriyorlar ve geldikleri kapıyı mor bir ateş çıkacakları kapıyı siyah bir ateş kaplıyor. Masada yedi tane farklı boy ve renklerde şişe ve bir kağıtta yazılı şu şiir var;
Önünde tehlike var, arkanda ise güven,
Yardımcı olur sana ikisi içimizden,
Yolunda ilerletir yedi şişeden biri
Bulabilirsen eğer şimdi doğru iksiri,
Birimiz geri yollar, dönersin tıpış tıpış,
ikimiz saf şaraptır, ısırgandan yapılmış,
Üçümüz zehirlidir, hiç çekinmez can alır
Ondan tek yudum içen hemen yığılır kalır.
Seçimini yap şimdi, ver bakalım bir karar
Kalmak istemiyorsan burada sonsuza kadar.
Dört ipucu verelim kolaylık olsun diye
Bu da bizlerden sana çok güzel bir hediye:
Birincisi: Kendini boyuna gizler zehir
Isırgan şarabının sol yanına çekilir;
ikincisi: Başkadır uçlardaki şişeler
içme onları ölmek istemiyorsan eğer;
Üçüncüsü: Boyları değişiktir hepsinin
Bir zararı dokunmaz cücesinin, devinin;
Dördüncüsü: Hem sağdan, hem soldan ikincisi
Başka başka boydadır, ama aynıdır cinsi.
Hermonie aşırı seviniyor, çoğu büyücünün sahip olmadığı mantığa sahip çünkü. Aslında Hermonie ve Harry'nin ayrıldığı yer satranç değil bu iksir odası. Ben bu kitabı filminden sonra okumuştum ve inanamamıştım bu sahnenin yokluğuna. O kadar zekice ve etkileyici gelmişti ki çocuk Öz'e. Çok kırılmıştım filmi yapanlara :)
3. Winky ve Barty Crouch Jr.'ın Azkaban'dan Kaçırılması
Buna sinir olduğumu Harry Potter taginde de bahsetmiştim. Harry Potter tagi için sizi buraya alalım. (Gamga görüyor musun nasıl da prof bloggerım artık hemen çaktım linki :D ) Neyse konudan sapmayayım. Filmde öyle bir gösterilmiş ki izleyince insan Azkaban'ı Bayrampaşa cezaevi sanıyor. Öylece çıkmış gitmiş sanki. Bayrampaşa'dan bile daha zor kaçardı yani. Peki aslında ne oldu?
Barty'nin annesi oğlunun Azkaban'da olmasından dolayı üzüntüden iyice zayıf düşmüştü. Oğlunu oradan kurtarmak adına bir plan yaptı. Babası, annesi ve ev cinleri Winky Barty'i görmek için Azkaban'a gittiler ve önceden hazırlanmış çok özlü iksir ile annesi ile Barty yer değiştirdi. Çok özlü iksir tamamen diğer mahkumlar içindi. Bilirsiniz Ruh Emiciler kördür. Ruh emicilere göre bir güçlü bir zayıf insan ruhu ve ev cini geldi ve gitti. Barty'nin ruhu da ruh emiciler sayesinde annesinin ruhu kadar zayıftı. Barty'nin annesi ölene kadar çok özlü iksir içti ve öldüğünde de Barty Crouch Jr. olarak Azkaban'ın bahçesine gömüldü.
Barty Quiditch Dünya Kupası'na kadar ev cini Winky'nin bakımındaydı. Ama o gece Harry'nin asasını çalıp ilk kaçma deneyimini yaşadı. Sonrasında babası tarafından bulundu bulunmasına ama babası Winky'i kovduğu için ona bakamamaya başladı ve en sonunda babasından da kaçtı. Karanlık Lord'a katılmak üzere onu aramaya gitti.
4. E.R.İ.T : Ev Cini Refahını İyileştime Topluluğu
Winky'den bahsetmiştik. Hermione'nin bu topluluğu kurmasındaki en büyük etken Winky'dir. Daha doğrusu Barty Crouch Sr.'ın Winky'e karşı davranış şekli. Winky kovulmuştu ve ev cinleri arasında kovulup özgür olmak ölmekten daha beter bir cezaydı. Her ne kadar Dobby özgürlüğüyle nasıl mutlu olduğunu Winky'ye göstermek istesede Winky bunu umursamadı, hatta kaymakbirasını çok kaçırarak alkolik olup çıktı.
Hermonie ev cinlerinin özgürlüğünü savunan bu topluluğu kurdu kurmasına ama ev cinleri bu fikirden pek hoşlanmadı. Okurken inanılmaz komikti. Hogwarts cinleri Hermonie'nin onlar için iyilik olarak yapmaya çalıştığı şeyi hakaret olarak görüyorlar ama yine de ona da bir efendi gibi davranıyorlardı. Seri boyunca özgür olmaktan tek hoşlanan cin Dobby idi. O da ev cinleri tarafından dışlanıyor ve utanç kaynağı olarak görülüyordu.
Bu olay sanırım Winky hikayeden çıkarıldığı için çıkarıldı. Winky olmayınca olay akışına tutunacak bir yer bulamamış olabilir. Ama filmlerde de işlenseydi bence çok komik olurdu. Özellikle Ron'un E.R.İ.T ile ilgili dğşünceleri ve ufak laf sokmaları çok komikti.
(Bu arada kitaplardaki Ron gerçekten çok komik. Filmde bunun çok azını görüyoruz maalesef.)
5. Gaunt Ailesi
Voldemort'un çocukluğunun çok az bir kısmı gösteriliyor altıncı filmde. Size demiştim melez prens benim en içime sinmeyen film. Doğru düzgün bir şey açıklanmamış kopuk kopuk. Kitabında ise çok fazla açıklanan olay vardı. Özellikle Voldemort'un soyu olan Gaunt ailesi.
Salazar Slytherin soyundan gelen son aile. Safkan ailelerin başında geliyorlarmış zamanında ve çataldili geni geçen tek aileymiş. Doğal olarak bu özelliklerini korumak için hep kuzenleriyle evlenmişler. Geçmişte çok zenginlermiş ve soyu akraba evlilikleriyle sürdürdükleri için zamanla doğan çocukları hastalıklı ve düşük zekalı doğmaya başlamış. Bu şekilde doğanlar da -biraz da Slytherin aç gözlülüğü ile- servetlerini saçma sapan harcayıp yok etmiş ve çok fakirleşmişler. Bu ailenin son parçaları Voldemort'un dedesi Marvolo Gaunt, dayısı Morfin Gaunt ve annesi Merope Gaunt doğmadan önce hiç bir şeyleri kalmamış. Kulübeden bozma bir evde yaşamışlar ve tek servetleri aile yadigarları olan yüzük ve madalyon. Marvolo kızına çok kötü davrandığı için Merope doğru düzgün büyü yapamıyormuş, hatta Merope'yi kofti olarak görmüş. Morfin'in mugglelara yaptığı işkenceler yüzünden hapsedilmeye çalışılmasıyla çıkan dövüşten sonra Morfin 3 yıla Marvolo 6 aya çarptırılmış.
Babasından ve kardeşinden kurtulan Merope ise onların yokluğunda aşık olduğu Tom Riddle ile kaçmış. Dumbledore onun Tom'u bir aşk iksiri ile kendine bağladığını düşünüyor. Tahminlere göre bir zaman sonra iksiri vermeyi kesmiş. Belki kıyamamış, belki onun da artık aşık olmuş olacağını düşünmüş, belki de aşık olmasa bile Merope hamile olduğu için kalacağını düşünmüş. Nedeni bilinmez ama sonuç Merope'nin beklediği gibi olmamış. Tom iksir kalkar kalkmaz evine ve şaşaalı hayatına dönmüş. Merope madalyonunu satarak doğuma kadar geçinmiş ve yurtta doğum yaparken de ölmüş.
Marvolo Azkaban'dan dönünce zaten zayıfken Merope de olmadığı için kendine bakamayarak Morfin'in dönüşünü göremeden ölmüş. Morfin'in çıkışından yıllar sonra Voldemort okuldan mezun olduğu sırada onu görmeye gelmiş. Ondan alacağı tüm bilgileri almış, Morfin'i bayıltıp asasını alarak Riddle evine gitmiş. Babasını, babaannesini ve dedesini bu asayla öldürmüş. Morfin ertesi gün yüzüğü de kaybettiğini farketmiş. Ölümler sorgulanırken Morfin her şeyi ayrıntılarıyla anlatarak itiraf etmiş. Azkaban'da ölmüş ve oraya da gömülmüş.
Melez Prens kitabında sayfalarca işlenen bu hikayenin filmde emaresi bile yok. Nedenini anlayamıyorum. Melez Prens öyle uzun bir kitap da değildi ki bahane bu olsun. Bence önemli de bir hikayeydi. Voldemort annesi ile büyüseydi nasıl biri olurdu dedirtiyor insana.
6. Snape Kendine Neden Melez Prens Diyor?
Allah'ım neden bunu açıklamamışlar filmde hiç bilmiyorum. Filmi izleyenler ULAN NE ALAKA demiyor mu. Bir de bunu açıklamak öyle uzun da sürmez ki. 1-2 dakika alırdı filmde en fazla. Yarım melez prens filmi bunu almaya da gerek görmedi demek ki.
Peki benim için bu neden önemli? Aslında bu Snape'in Karanlık Lord'a ne kadar benzediğinin göstergesi de ondan. Neden Lord'a katıldığını bir tık daha anlıyoruz çünkü. S
Kitapta Hermione'nin melez prensin kim olduğunu bulmaya çalışması sürekli işleniyor ve Hermionie Eileen Prince adında bir kız buluyor, daha önce Hogwarts'ta okumuş ve Hogwarts gobstone takım taptanı. Melez Prens'in bu kız olduğunu düşünüyor ama bağlantı da kuramıyor. Snape kimliğini açıkladıktan sonra ise bir gazete kupürü buluyor Eileen Prince'in muggle olan Tobias Snape ile evlendiğine dair. Yani Eileen Prince Snape'in annesi ve aslında Snape'in sihirbaz kanı. Tıpkı Voldemort gibi muggle tarafını sevmeyen Snape kendine takma adını sihirbaz tarafından veriyor.
Lord Voldemort ve Snape bağlantısını burada anlıyoruz. İkisi de melez, ikisi de mıggle tarafını sevmiyor, ikisi de kendine bir takma ad veriyor. Harry'nin ağzından :
“Böyle safkan tarafında oynayıp Lucius Malfoy ve birçoguna katılabilirdi... tıpkı Lord Voldemort gibi.
Safkan anne, Muggle baba... ailelerinden utançları, Karanlık Sanatlar’ı kullanarak kendinden korkulmasını saglamak, kendisine etkin yeni bir isim vermek –Lord Voldmort—Melez Prens—bunu Dumbledore nasıl gözden kaçırabildi–?”
7. Dudley'in Vedası
Şimdi buna çok kızamayacağım çünkü bu sahne aslında çekilmiş. Montajda kaybetmişiz. Açıkçası bu sahne benim umudum :) Vernon ve Petunia gibi iki nefret dolu karakterden bir şekilde normal bir çocuk doğmuş olması bana umut veriyor. Yani Petunia bile kendi yeğenine ne olacağını umursamazken Dudley'in düşünmesi onun karakterinin annesinden daha iyi olduğunu gösterir.
Sahnenin silindiğine tek sevinme nedenim Petunia'nın vedası. Petunia kitapta sadece hoşçakal çocuk derken bu sahnede sanki üzüldüğünü gösteriyor ve böyle bir yalana inanmayız kardeşlerim. Sahne şu şekilde :
BONUS:OKUL ORTAMI, DERSLER, ÖDEVLER, SINAVLAR
Bu benim ayrıca sinir olduğum bir şey. Filmlerde sanki bunlar Hogwarts'a takılmaya gelmiş de başlarına olaylar geliyor şeklinde görüyoruz hep. Aksine kitaplarda da sürekli ödevlerle boğuşuyorlar, sınavlara giriyorlar, kalıp geçtikleri derslere göre 'seneye neleri seçeriz, hangi meslekler için hangi dersleri almamız gerekir' diye düşünüyor ve araştırıyorlar. Gerçek bir hayat görüyoruz kitaplarda, filmlere de olay akışına etkisi varsa az bir şey görüyoruz dersleri o kadar. Bir tık anlayışla karşılayabiliyorum çünkü anlatmaları gereken bir olay akışı var ama okul hayatını da katarak yapamazlar mıydı bilemiyorum. Ben görmek isterdim.
Evet dostlarım. Kinimin çoğunluğunu dinlediniz. Tabi bahsetmediklerim de var ama yine de bu kadarıyla yetinelim. Çünkü çoooookk uzun bir yazı oldu. Buraya kadar okuduysanız bilin ki SİZE BAYILIYORUM.
Arivederçii^^(Öz)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder