22 Ekim 2020 Perşembe

Yapayalnız son 2 ayımda nefret ettiklerim. 10 maddede benimle tiksinin!

    Ulan Öz yine kin kustuğun bir yazıyla mı geldin utanmadan dediğinizi duyar gibiyim. Ama heyhat be dostlar, hayat işte.

Biliyorsunuz okullarımız kısmi açıldı, açılmadığında bile öğretmenler çağırıldığı için ben mecburen 1700 km ötedeki evime döndüm Ağustos ortasında. O dönemden beri de il dışına çıkmam yasak olduğu için ufaktan kafa yemeli zamanlar geçiriyorum. Sizin anlayacağınız yaşlı ve huysuz bir nine gibiyim. İşime gidip geliyorum ve kalan zamanımda görüntülü telefon konuşmaları yapıp ona buna söyleniyorum. Sadece elimde örgüm eksik yani bir örgüm olsa neslimin Vasfiye teyzesi olacağım. 

Neyse efenim haliyle benim tiksindiğim eşyalar, insanlar ve durumlar arttığı için dedim bunu yazayım bloga da belki içim soğur. Benimle hazırlanın videolarına rakip olacak benimle tiksinin yazıma hazırsanız başlıyoruzzzzzzzzz!!!!!!!!!!!!

1. Herkese ve her şeye istediği gibi yorum yapmakta kendine had gören insanlar.

Geçen gamgayla bir haber okuyoruz. Haber içeriği zaten saçma ve karmakarışık. Ama altındaki yorumları bir görseniz var ya. Yorumlarda insanlar birbirine girmiş. Ağza alınmayacak laflar edilmiş, eleştirilmeyecek her şey eleştirilmiş, baş edilemeyince küfürler savrulmuş. Ağzımız açık kaldı gamgayla. Her yorumda daha kötüsü olmaz derken daha kötüsü çıktı. Hayır ilk defa mı gördünüz diyeceksiniz ama ben genelde pek yorum falan okumam, umurumda olmaz. Arada bakardım sadece ama hiç bu kadar seviyesizine denk gelmemiştim.

2. Bulaşık makinesinde yıkanmayan mutfak eşyaları.

Çok dağınık bir yazı farkındayım ama soruyorum size NEDEN? Abi bardak alıyoruz makinede yıkanmaz, termos alıyoruz makinede yıkanmaz, saklama kabı alıyoruz makinede yıkanmaz, yıkanmaz yıkanmaz yıkanmaz. Ulen biz bu makineyi neden aldık o zaman ey mutfak eşyası üreticileri. Şu eşyaları bir şekilde makineye koyulabilir hale getirme imkanımız yok mu yani? He ben sizi dinlemiyorum o ayrı. Çıkacaksa çıksın o bardak üzerindeki baskı napayım. Onu elde yıka bunu elde yıka derken tüm bulaşığı elimde yıkıyorum yoksa. Sadece termosun kapağını elde yıkıyorum bunlardan, o da belki etkisini kaybeder sıcak tutamaz diye. Gerisini at makineye gitsin. Çamaşır makinesinde yorgan yıkıyoruz kilim yıkıyoruz, kusura bakmasınlar ama o bulaşık makinesi de o bardakları yıkayacak o zaman.


3. İşini düzgün yapmayan insanlar.

Bunlar benim kafamda ikiye ayrılıyor. Yarısı gerçekten işini düzgün yapmıyor, yani bilerek isteyerek yapmıyor. Umurunda değil, ne iş verilirse kaçmaya çalışıyor, kaçamazsa da yarım yamalak yapıyor ki bir daha vermesinler o işi ona. Bir kısmı da bilerek yapmasa da ne iş verilirse verilsin eline yüzüne bulaştırıyor. Ben bu iki gruptan da nefret ediyorum. Çünkü iki grubunda yapmadığı veya yapamadığı iş, bir şekilde dönüp dolaşıp benim başıma patlıyor. Gelişini böyle kilometrelerce öteden görüyorum o işin. Bana ait olmayan işi yapmaya da her normal insan gibi ayar oluyorum.

4. Trendyol Express Kargo

Allah'ın belası. Bu dünyadaki cehennem. Bir ürün kargoya verildikten sonra ne kadar gelmeyebilir. Üç koca hafta ya! Türkiye'yi turlarsın üç haftada ya nasıl üç hafta dolanabilir bir kargo. Benim bir de değil üç kargom vardır bir de. Verem oldum verem. Başta müşteri hizmetleri adına hiçbir şey bulamadım, sonra biricik gamgam bana bir numara buldu ara bunu diye. Araya sıkıştıra bir hafta sonra yani totalde tam bir ayda kargolar bana ulaşmış oldu. Ama artık tövbe. O kadar sinirliyim ki onlara, artık bu kargoyu kullanan satıcıların hiçbirinden alışveriş yapmıyorum. Bir de bu konularda inanılmaz inadım ben senelerdir D&R'dan alışveriş yapmıyorum. Zamanında bir kitabımın üstüne yatmışlardı senelerdir yenemedim kinimi. Aslında bu madde 3'ün bir parçası da sayılabilir ama o kadar sinirliyim ki ayrı maddeye aldım.

5. Termosifon su ısıtıcı

Benim evimde ocak elektriğe, petekler merkezi sisteme, sıcak suyum da Allah kahretsin ki termosifon denen daha önce hiç kullanmadığım bir alete bağlı. Bu alet sürekli çalışırsa elektrik faturasına mikemmel bir etkisi oluyor. Doğal olarak ben dereceyi düşük tutup duş alacakken yükseltiyorum ki epey bir kar ediyorum bu durumdan. Ama bir yandan da öyle ayar oluyorum ki inanamazsınız. Suyun ısınması bir saat kadar sürüyor. Arkadaş duş almak istediğim her zaman bir saat beklemek zorundayım. Bunu da şöyle bir sistematiğe bağladım. Okuldan geldiğimde akşam 7 gibi termosifonu açıp yatmadan duşumu alıyorum. Ama bu bile beni sinir ediyor, bakın bu yazıyı yazarken şimdi duşa giriyim desem giremem. Lanet.

6. Her işi ben yapayım diye kendini öne atan ama yapamayınca da  ağzını yaya yaya "ööeff her işi de ben yapıyorum" diyen insanlar.

Bildiniz o gıcıkları di mi? Ya azıcık mantık ya, lütfen. Yapamayacağın her işe neden kendini paralaya paralaya ben yaparım diye atlıyorsun? İlla her işi sen yapıyorsun gibi görünmek zorunda değilsin. Hayır bir de beceremeyince aynı işi biri mecburen tekrar yapıyor ve sen o işi iki kez yaptırmış oluyorsun. Hem kendini yoruyorsun hem bizi. Yapma annem, yapma!

7. Son zamanlarda aynı anda iki iş yapamamam.

Ben genelde aynı anda iki iş yapmayı ya da aynı anda iki şey tüketmeyi çok severim. Ders çalışırken arkada bir şey izler veya dinlerim, yemek yaparken, temizlik yaparken podcast dinlerim, yemek yerken bir yandan kitap okurum vs. Bundan da inanılmaz zevk alırım çünkü o vaktimi son derece verimli geçirmiş hissederim kendimi. Ama son zamanlarda bunu yapamıyorum arkadaş! Yemek yaparken bir şey dinlemeye dalıp taşırıyorum, yemekleri inanılmaz hızlı yemeye başladığım için o 7 dakikada bir şey okuyamıyorum, ne zaman iki iş yapmaya çalışsam birini batırıyorum anlayacağınız. Bu durumdan nefret ediyorum. Son zamanlarda dikkat dağınıklığım mı var yoksa dikkat dağınıklığım vardı da onu mu çözdüm bilmiyorum. Sadece bu durumun eskiye dönmesini istiyorum o kadar.

8. Dişlerim

N ve bende zamanın en başından beri süregelen bir diş beyazlatma takıntısı var. Zaman zaman bu işin peşine inanılmaz düşüyoruz. Kürler deniyoruz, farklı diş macunları, farklı diş fıraları, kimyasallar derken N'i bilemem ama ben hep başarısızım. Son zamanlarda hayatıma duyduğum sinir ve öfkenin birazını dişlerime yönelttim ve gitgide bu konuyu daha da kafaya takar hale geldim. En sonunda güvenilir bir dişçi bulup beyazlatıcam hepsini anca öyle rahatlarım herhalde.

9. Sakarlığım

Normalde bu derece sakar bir insan değilim. Ama son zamanlarda sakarlık seviyem tavan yaptı. Yepisyeni laptopumu taş zemine düşürdüm mesela. Telefonumu yüzlerce kez yere fırlattım. Tabakların kenarlarını kırdım. Kendim bir sürü kez düşeyazdım. Etrafta takılabilecek ne varsa takıldım. Kafam mı çok dolu yoksa vertigo başlangıcım mı var bilemiyorum. Ama en kısa zamanda bunu da çözmek istiyorum.

10. Kendi işimi kendim yapmak zorunda olmam

Tek başına yaşamak inanılmaz güzel, yalan değil. Çok rahat, çok huzurlu. Tek bir sıkıntı dışında. EV İŞLERİ! Ya bir evin işi hiç bitmez mi? Öyle saraylarda da oturmuyorum he 1+1 55 metrekarelik bir ev. İşin maddi boyutuna da ayrı ayar oluyorum bu arada, temizlik malzemesi denen şeyin kalitelisi inanılmaz fiyatlarda. Bir de on çeşit malzeme var bir iki de değil. Hadi maddi boyutunu karşılıyorum bari ev kendi kendine temizlense ama o da yok. Sabah dağınık bıraktığım ev okuldan gelince derli toplu olsun istiyorum her zaman ama takdir edersiniz ki olmuyor. Ev işlerine muazzam bir zaman ayırmak zorunda kalıyorum ve elbette bu da beni sinirlendiriyor.


Ya inanılmaz bonnboşşş bir yazı oldu. Ama okuyucularımız sadece kankilerimiz olduğundan ayıp olmamıştır diye düşünüyorum. Bir daha ne zaman yazı yazarım ne hakkında yazarım bilemiyorum ama bir sonraki yazıda görüşmek dileklerimle diyorum.


Arivederçii^^(Öz)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder