2 Haziran 2022 Perşembe

İyi ki doğdum #7, gördün mü bak 29 oldum!

 Really? 

Gerçekten bu yazıyı 7 yıldır mı yazıyorum? Gerçekten 29 mu oldum? Üzerimdeki bu şoku atlatamıyorum. Ekibin en yaşlısı olarak başta 29’a biraz sinirlensem de girince alıştım yeaaağğ. Eski doğum günü yazılarımı okudum da geçen sene kendimi yetişkin olarak hissediyorum demişim, bir sene sonrasında ise kendimi yaşlı gibi hissediyorum dostlarım. 

Yerlere tüküresim, olur olmadık yerlerde gaz çıkarasım, toplu taşımada gençlere psikolojik baskı yaparak yerlerine oturasım, aşşşşırıııı sesli boğazımı temizleyesim, sürekli ‘Türkiye’de herkes fakirim diyor ama herkesin elinde son model telefon var’ diye yakınasım geliyor. Kısacası yaşlıların SIRF BİZDEN DAHA ÇOK YAŞADILAR DİYE kendilerinde hak gördükleri tüm iğrençlikler sanki benim de hakkımmış gibi hissetmeye başladım.

Ama arkadaşlar siz de hak verin lütfen. Öğretmenlik özlük haklarında bile doğuda geçirilen 2 senenin 3 seneye denk geldiğini biliyor muydunuz? Vallahi götümden uydurmuyorum. Neyse sonuç olarak beyle beyle yaşlandım.

Aslında son bir senem benim için kötü geçmedi. Yazın mükemmel tatiller yaptım, okulda gıcık olduğum müdür yardımcısı öğretmenliğe döndü, çok çok çok çalıştım, çok güzel başarılar edindim, çok gezdim, terapiye başladım (faydasını çok gördüm, kişisel problemlerimi çözmekle beraber sorunlar başkaları ile alakalı olunca hep kitlendim), diyetisyene başladım (totalde 16 kilo verdim), kısacası kendim için epey yol aldım.

Bu noktada sıkıntı yok. Ama ne zaman toparlansam, aha ne güzel gidiyorum ya desem bir tekme yedim o da ayrı bir konu. Ha -bilemem terapi etkisi midir ama- hepsini normal karşıladım. Elimden geleni yaptım, gelmeyen için üzülmedim.

ŞAŞIRDINIZ DEĞİL Mİ? YİNE GELİP SURATIMIZA DEPRESYON TÜKÜRECEK DEMİŞTİNİZ DEĞİL Mİ? 
Ya emin olun bu sene de geçmiş seneler kadar kötü şeyler yaşadım. Sadece bakış açım değişti. Bunu nasıl anlatabileceğimi bilmediğimden bu konuyu kapatıyorum. İyiyiz iyi… Bol bol maddi sıkıntılarımız var ama dobarlıcaz bıragmıyoz gendimizi.

Neyse efendim şimdi size biraz son zamanlarda anlaşmak için mücadele verdiğim birkaç anlam veremediğim insan tipinden bahsedeceğim.

1.Teşhis konmamış bipolarlar
Ay Allah acil suratlarına terapi fırlatsın bunların ya. Okulda bir arkadaşım var. Bildiğiniz iş arkadaşı öyle çok bir samimiyetimiz yok. Sabah size iyi davranıyorsa akşam kötü, 2. derste iyiyse 7’de kötü, ya bu ders iyiyse teneffüste kötü o kadar değişken bir ruh hali var. Normalde de tersim pistir bir gün aşırı büyük bir cevap vereceğim diye aklım çıkıyor. Sadece iş konuşmamıza rağmen bir şey söylüyorum tersliyor aman siktir edeyim diyorum cevap vermiyorum sonra tüm gün götümde ‘buna yardım edeyim mi, ay artık çok yoruldun şunu da ben yapayım’ diye dolanıyor. Asla çözemiyorum. Mutlu mu mutsuz mu belli değil, beni seviyor mu düşman mı belli değil, neyi eleştirdiği belli değil, safı belli değil, kimi tuttuğu belli değil ona göre ne iyi ne kötü o da belli değil…………(kısmetse olur Cansel’e selamlar)

2.Herhangi bir şeye aşırı karşı ya da aşırı destekçi olanlar
Son zamanlarda çevremde bunlardan da epey türedi. Bu ekibi hem anlayamıyor hem de özeniyorum açıkçası. İnsan dahil olmadığı ya da etki edemeyeceği herhangi birini, düşünceyi, ırkı, takımı, ünlüyü bu derece nasıl destekleyebilir ya da karşı olabilir anlayamıyorum. Okulda bir arkadaşım var (sadece iş arkadaşı), sadece ama sadece insanların dediklerine karşı çıkarak muhabbet edebiliyor. Yani konu ne olursa olsun karşıdakini eleştirerek giriş yapıyor (bazen hiç dinlemeden). Bir gün suratına senin kendine ait bir fikrin yok, sadece başkalarının düşüncelerine karşıt olabilirsin dedim ve bu konuyu inanılmaz büyüttü asla neden böyle düşündüğümü bile açıklatmadı. 
Ben asla bir şeyi körü körüne destekleyemem, ya bırakın körü körüne kısmını bana kanıtlarla gelin o şeyin mükemmel olduğuna dair yine de ulan böyle iyi olunmaz altında bir bok vardır derim. Ya acaba bunlar bizim güven travmalarımız mı? Aynı şekilde de hiçbir şeye şiddetle karşı olamam, bu da boktanmış der geçerim ama bak şöyle de iyi yanı var deseler e okey derim. Bu da bence umursamazlıkla alakalı bir durum, iyi ya da kötü banane, düşüncesinden geliyor.

3.Extrem spor sevdalıları
Bu son ekip son zamanlarda havaların ısınmasıyla peydah oldu. Arkadaşlar bırakın extrem sporları ben lunaparktaki rangerı, gondolu, balerini bile sevmem. Anca dönme dolap. Böyle bir insana gelmişler yok bungee jumping yapalım, yok yamaç paraşütü yapalım. Bir de fiyatlarda muazzam. Hiç zevk almayacağım bir şeye binlerce lira vericem, hangi akılla pardon? Bunu dediğimde direkt binmeden bilemezsin zevk alıp almayacağını diyorlar. Bilirim kardeşim bilirim. Başta saydığım lunapark araçlarını da sevmeyeceğimi biliyordum, zorla bindirdiler yedi sülalelerine sövdüm, üstüne bir de inince suratlarına kustum. Gerçekten bir insan kendine neden bunu yapar bilmiyorum, bilemeyeceğim. Siz hiç kopan gondolda ölen çocukları duymuş muydunuz? (Ahanda başka bir travma)

Bu insanlarla yeni tanışmadım hepsi ile 3 yıldır tanışıyorum. Onların bu özelliklerini fark etmem terapiden midir yoksa ilk defa bu sene onları önemseyip dinlediğimden midir bilinmez ama hazzetmiyorum dostlarım.

Ay size bu sene kızların bana başka bir çiçek yollama macerasının daha fiyasko ile sonlandığından bahsetmiş miydim? Canlarım gurban olam bana artık çiçek yollamayın, elime her seferinde neredeyse ölmüş olarak geliyorlar ve ben aşırı stres oluyorum bir şekilde yaşatmalıyım diye :D Bana lütfen cansız hediyeler gönderin efendime söyliyim yemek olur, ne bilem bardak olur, elektronik olur yeter ki çiçek olmasın. Yanlış anlaşılmak istemem çiçek almayı çok seviyorum ama Van’da değil. İstanbul’a dönünce bol bol çiçek gönderimlerinizi bekliyorum :D
Ya bana her siparişimi ya aynı günün akşamı ya ertesi sabah getiren Sosyopix bile 4 gündür kargoda olmasına rağmen Erzurum aktarmaya kadar gelebilmiş daha öyle bir uzaklık burası, gariban çiçek ne yapsın.

Anaağğ bir saattir konuşuyorum size doğum günümü yurtdışında geçirdiğimden bahsetmedim :D Doğum günümü Azerbaycan Respublika’sına bağlı Nahçıvan’da geçirdim :D Ya şaka bir yana çok iyiydi gerçekten haftasonu için Nahçıvan’a gittik ve aşırııı beğendik. 1 manat 10TL olmasa daha da eğlenebilirdim ama yine de uygun fiyatlı bir ülke diyebilirim. İlk yurtdışı deneyimimin Nahçıvan olması komik oldu ama nasibimiz buymuş. Buraya fotoğraf eklerim inşallah. Hep parça parça yazdığım ve N’de taslaktan parça parça okuduğu için bu sefer Word de yazıyorum 😊 



Ee kızlar ne zaman geliyonuz 29’a? 
Ben ısındım sizi bekliyorum,
30’a ramak kalmış doğum günü kızından; Arivedeçii^^Öz


Not: Diğer yazılar için bağlantı eklemiyorum. Etiketlerin birine tıklarsanız hepsi listelenecektir.
Dipnot: Sayfayı ayırma işlemini çok uzun arayıp buldum. Bu kadar aralıklı blog yazdığımız için 3'ü bizden oluşan 5 okuyucumuzdan özür dileriz.

1 yorum: