30 Nisan 2016 Cumartesi

Flormar İnternet Alışverişi (Alışveriş #2)

Öncelikle şunu bir belirteyim. Bu kız neden bu kadar çok alışveriş yapıyor demeyin. Bu eski bir alışveriş ve sadece (bir ürün dışında) flormar internet sitesinin outlet kategorisinden yapılmış bir alışveriş :) Bu yüzden oldukça uygun fiyatlı.

Evet öncelikle üzerinde çok konuşmak istemediğim sağ üst köşedeki köpük fondötenden bahsedeyim. Bendeki 06 Rose rengi. Malesef outlette olmasından dolayı aldığım ama hiç memnun kalmadığım bir ürün oldu. Neden sevmediğimi anlatmayacağım çünkü yakında beğenmediklerim temalı bir yazı gelecek. Bu da orada bahsedeceklerimden. Fiyatı outlette 5 TL idi. 
Bu alışverişin içinde aslında bir pudra ve bir sürü parlak ve kırılan ojeler de vardı. Pudrayı yapısını beğensem de rengi benim cilt tonuma uymadığı için ojeleri de bir türlü sevemediğim ve kendime yakıştıramadığım için hediye ettim.

29 Nisan 2016 Cuma

Uykusuz Geceler

Uzun bir aradan sonra ( bana göre uzun) hepinize merhabaaaaaa!!!

(Resim odamın camından dün gece baş ağrısıyla çekilmiştir.)

Nasılsınız millet, neler yapıyorsunuz? Sizde bizim gibi hayatta kalmaya çalışanlardan mısınız? Biz hayatımızın en güzel yaşlarında, en berbat yaşlarda totoşumuz rahat etsin diye didinmeye devam ediyoruz.

Gelelim bu yazı ne hakkında? Aslında yazacak bir kaç konu vardı kenarda ama dün gece hayatımın en berbat geceleri top10 listeme girince boş geçmeyeyim, hem zorunlu okuyucularım Gamga ve N benim için üzülüp vicdan azabı çeksinler hem de elimizdeki bir avuç okuyucuya derdimi anlatayım içimi dökeyim diye bu geceyi yazmaya karar verdim.

18 Nisan 2016 Pazartesi

Uygun Fiyatlı Maskara Karşılaştırması


Evet blogdaşlarım. Aile ziyaretimden (olmayan ailemi ziyaret ettim kendileri evde olmadıkları için boş eve gittim de denebilir.) sonunda döndüm. E madem döndüm bir blog yazısıyla bunu taçlandırayım dedim ve geçtim klavyemin başına. Ne yazsam ne yazsam diye aranırken kenarda yazılmayı bekleyen fotoğraflara bakınca bir maskara karşılaştırması yapayım dedim. Burda şu an kullanmakta olduğum ve bir kısmını uzun süredir kullandığım maskaraları görüyorsunuz. Sağ baştan sayarsak en sonda logosu silinmiş Note markasının Long Lash maskarasını görüyorsunuz. Hemen yanında Loreal Paris'in False Lash Wings maskarası var. Onun yanında Essence / I Love Extreme volume mascara, en sonda ise Pastel'in Express volume and length maskaraları bulunuyor. Şimdi madde madde inceleyelim artılarını - eksilerini.

15 Nisan 2016 Cuma

Poligon deneyimi, içimdeki keskin nişancı ve börek yapmamla sonuçlanan amazonluk maceralarım...

Evet sevgili dostlarım çocukluğumdan beri ataride ördek vurma, boncuklu tabancayla balon vurma, beyzbol sopasıyla voleybol oynama ve son olarak tüm raketli sporları aktif olarak yapmalarımdan anladığımız üzere atmayı ve vurmayı seviyorum. Abimin mesleğinden ötürü sahip olduğu silaha sinsi sinsi yaklaşmalarım ise daha yakın zamanlara tekabül ediyor. Daha önce açık havada yaptığım tek bir atıştan sonra bunca yıllık abimi ABİPOLİGONAGİDELİMMİABİŞİMDİGİDELİMMİABİPOLİGONAGİDELİMDEMİŞTİNABİGİDELİMMİHADİŞİMDİMİGİDELİMMİ diye düzenli darlamalarımla kendimden bezdirmeyi başardım.

Şaka şaka... Tontirişkom beni çok sever. Kendisinde uzun süre erkek kardeş düşkünlüğü ve asla elde edemeyişinden ötürü düzenli hazan ve hüsran döngüsü bulunmaktaydı. Fakat zaman içinde bir kız kardeşin (bizim durumumuzda 2) dünyanın en eğlenceli şeyi olduğunu fark ederek bu yanlışından döndü. Dolayısıyla benim bu tarz isteklerime aynı coşkuyla cevap verir hatta hızını alamayıp beni daha da körükler.

Neyse sonuç olarak bugün yine konu nasıl geldiyse geldi bilemiyorum yemek masasında AĞBİİİPOLİGOOOOM diye çemkirirken kalk kız gidelim demesiyle kendimizi dişlerimizi fırçalamış üstümüzü başımızı giyinmiş halde kapının önünde bulduk. Gittiğimiz atış poligonunun evimize 5 dakika uzaklıkta olmasından mütevellit heyecanımızı yitirmeden hedefimize ulaştıııık.



Ev ziyareti, yılların dostluğu^^

Evet blogdaşlarım doğru duydunuz... Benim gamga ve N'den başka arkadaşlarım da var. Her ne kadar balayı çifti ruh eşim gamga olsa da bir de liseden ikizim var. Şimdi size ikiz kimdir onu anlatıcam. Kendisi benim aklımdan geçeni benden önce tahmin edip bana cevap veren, lisede ranzamı paylaştığım, paraları birleştirip 4 tl ile bir hafta geçindiğim ezeli ve ebedi dostum Fn. Evet bu kadar yakınız ama 8537386 yılda bir kez görüştüğümüzden  vaktimizi bir avmde çarçur etmeyelim diyerek pijama partisi yapmaya karar verdik. Evet verdik ama mübarek kendisi fizanda oturduğu için

11 Nisan 2016 Pazartesi

Do It Yourself'cimiz Öz Tanıtıyor 2 / Hint Kınası Dövmesi

Nihahahahaha... Sonunda amacıma ulaştım. Fikir belirleme, harekete geçme, malzeme temini, Gamga ve N'i bekleme derken sonunda hevesim kursağımda kalmadan bu işin de üstesinden geldim kızçelerimmmm :) Tam bir diy insanı olarak uzun zamandır hint kınası dövmelerinin sapığıydım. Değişik değişik yeni yeni bir sürü dövme yapmalıyım diye kafamda kurup duruyordum. Sınavların bitmesini bahane ederek malzemelerimi tamamlayıp koşa koşa kendimi N'in kucağına attım. (Fesat düşünmeyelim N taş-kağıt-makas ekibinin kağıdı olduğundan eli kalem tutan ve çizimi iyi olan tek arkadaşımız.) Hemen desen bakmaya başladık. Şunu anladım dostlarım dövme işinde en zor olan şey desen seçmekmiş. Ben üzerimde 15 gün kalacak şey için hayvan gibi kafa patlatırken insanlar nasıl oluyor da çat diye ömür boyu üzerlerinde kalıcak dövmeler yaptırıyorlar anlayamıyorum. Neyse desenimizi seçtik ve N çizmeye başladı. Anlatmaya başlasak iyi olacak öncelikle malzemeler...

9 Nisan 2016 Cumartesi

Alışverişşş!!! (Alışveriş #1)

Duyduk duymadık kalmasın. Tüm makyaj severler koşsun. Alışveriş yazısı geliyorrrr!!!

***Bu sefer uyarılarımı yazıdan önce yazacağım. Öncelikle bu alışveriş tek seferde yapılmış bir alışveriş değil. Kadınlar günü indiriminden başlayarak bir ay içinde yapılmış bir alışveriş. Hepsini bir yazıda çıkarayım dedim. İkinci olarak da (bu uyarı gamganın içi rahat etsin diye) burada bahsettiğim her ürün bolca kimyasal içeriyor. Lütfen küçük yaştakiler kullanmasın ve büyükler de kimyasal içerdiğini bilerek kullansın.

Evett en sevdiğim 3. şey alışveriş yapmak. Nedendir bilinmez ama kadınlar üstünde mutlu edici bir etkisi var alışverişin. Gelelim benim alışverişime...


Öncelikle yaz geldiği için delicesine bir ruj arayışındaydım. Çok şükür şu an biraz köreldi bu isteğim :) Resimdekilerin tam listesi;

Do It Yourself'cimiz Öz Tanıtıyor / Hama Boncukları

Ben hemen her hobiye burnunu sokan, ayy bunu da deneyeyim ayy şunu da deneyeyim diye diye hemen her hobiden birer parça yapan bir insanım. Hatta hem pinterestimde hem bilgisayarıma kayıtlı olan ve benim yapmamı bekleyen milyonlarca DIY var. Kısaca yaptıklarımdan bahsedersek en başta hama geliyor, onun dışında kendi bilekliklerimi yapmayı seviyorum, taş boyama ve evdeki herhangi birşeyi sürekli değerlendirme merakım var, aynı zamanda kısa süre önce ahşap boyamaya da başladım. Yani sizin anlayacağınız ortaya karışık. Bir gün evdeki boş kolilerden sehpa yaparken diğer gün anneme ahşap kutulardan mücevher kutusu yapıyorum.

Ama burada şu an hamadan bahsetmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Eğer tıklanırsa ve gamga ve N'de isterse Do It Yourself'cimiz Öz Tanıtıyor olarak bir yazı serisi başlatmak istiyorum. Hem ben daha yeni şeyler arayışına girerim hem de blogda sıkıcı hayatımdan başka yazacak şeylerim olur ^^

Evet gelelim hamaya. Hama boncukları yurt dışında oyuncak olarak satılan boncuklar aslında. (Nedenini anlayamadım çünkü ütü kullanmak gerek ve bence çocuklar için tehlikeli. Diyeceksiniz ki aileler o kısmı halledecek ama çocuk bu, ya ben izin vermediğimde yapmak ister de ütü kullanmaya kalkarsa?) Ama bizim ülkemizde daha çok bir hobi malzemesine dönüştürülmüş. Boncuklar ısıda eriyip yapıştıklarından plastikten hemen hemen her şeyi yapabiliyorsunuz.

7 Nisan 2016 Perşembe

İÇ MİMARLIK- MİMARLIK HAKKINDA

Hİ GUYSSS !
Bu kızın konuşacak başka bir şeyi yok mu durup durup İÇ MİMARLIK diye ortalığa düşüyor diyeceksiniz di mi?

 Cevap veriyorum.




Ben Gamga kadar, hele hele Öz kadar akıcı yazamam, onlar kadar okumuyorum da zaten. Olsun benim de hevesim var... Neyse düşük cümlelerimin, kopuk anlatımlarımın sorumluluğunu almadan başlıyorum..

Geçenlerde bir başına geleceklerden habersiz minik bir kardeşimiz üniversitemin nadide facebook paylaşım sayfasına bölüm hakkında bilgi almak için yazmış. Demiş "Efendiler, ben mimar olmak istiyorum! iş durumu nasıldır, maaşı nasıldır, tavsiye eder misiniz?" falanlar.. Minik kardeşimiz bir kaç da yazım hatası yapmış, heyecandan olsa gerek.- nşa'da bağlaç olan de ayrı yazılır hadsiz diye çemkirmeyi görev bilirdim ancak benden önce davrananlar olunca bende ters etki yaptı yumuşadım- neyse efendim bu arkadaşımıza
"önce Türkçe'yi doğru kullan doğru kullan da gel" diyenler mi dersiniz,
"şimdiden maaşın derdine mi düştün hele bi kazan!" diyenler mi dersiniz çocuğu bi' güzel haşlamış 24-25 yaşlarındaki abileri-ablaları. Ben de o muhabbete dahil olmamayım da belki bi' okuyan olur umuduyla günlükvari bloğumuzda bu konudan bahsedeyim dedim.

İçimdeki iflah olmaz fangirl ^^

Fanfiction hakkında yazılar yazmak istiyorduk ne zamandır Gamga ile. Lakin kendisi beni beklemeden başladığı için bana açtığı yolu takip etmek kaldı :D Gamga fanfiction hayatına nasıl başladığını yazınca içim gitti 'bende yazmalıyımmmm' dedim. Evet kardeşlerim, bende o bataktayım...

Çok şükür ki ben gamga gibi erken yaşlarda düşmedim o batağa. Bir ara kore dizilerine çok sardığım bir zaman dilimindeydim ve o bataktan çıkmak istiyordum. Ve ne derler bilirsiniz. Çivi çiviyi söker. Dizi batağından kendimi zorla çıkarıp daha üstümü temizleyemeden fanfiction batağına battım.
2. sınıfta dizi batağının en doruklarındayken inernette geziniyordum. Diziler artık tükenmişti ve izleyecek bir şey bulamıyordum. Anlayacağınız bir yoksunluk krizindeydim. İzleyecek bir şey bulmak için blog blog geziyordum ki bir yerde fanfiction kelimesine rastladım. Allah allah neydi bir yerden duymuştum diye düşünüyordum. Sonra aklıma geldi Heh dedim 'kore fanları sevdikleri ünlüler ve idol grupları üzerine hikaye yazıyorlar onlara deniyordu'.  Bende bakmak birkaç hikaye okumak istedim.Ve evet kardeşlerim bir anda fanfictionın sadece koreyle alakası olmadığını hemen hemen herşey hakkında fanfiction yazılabileceğini farkettim. OO MAY GADD!!! NELER GÖRÜYORDUM!!! BU HAYATTA BİTTİĞİNE BELKİ DE EN ÇOK ÜZÜLECEĞİM SERİ HARRY POTTER!!!

İlk ben de fanfiction harry potter diye aratınca en başta çıkan awakencordy nin sahibeliğini yaptığı eski verankton.merkez-masa sı ile başladım. Duramadım. Hızımı alamadım. Sitedeki tüm hp ff'larını okumuştum. Açtım. Asla duramıyordum. VE ONU KEŞFETTİM!

Matematik nedir? Nerelerde bulunur?

Eyy blog aleminin tatlış insanları...
Eyy bizi okuyan bir avuç insan...

Şuan saat 16.15. Birdeki sınavdan çıkıp koşa koşa eve geldim ve attım kendimi bilgisayarın başına. Tabi atmadan önce günün açlığıyla hayvan gibi yemek yedim.


 Tam uzanmış kısmetse olur adlı diziyi izliyordum ki o da ne? Balayı çiftinin diğer yarısı, ruh eşim gamga, bana aşk dolu mesajlar yazıyor. Hemen cevap verdim ve kendisine 19.00 da buluşma sözü verdim.

Ondan önce de bugün iyi geçen sınavımın şerefine blog yazayım ne yazayım diye düşünüyordum. Hazır bir sınavı yeni atlatmışken bölümüm hakkında yazmaya karar vermiştim. Tesadüfe bakın ki N de iç mimarlık yazısıyla sizi darlayacakmış, yakında gelir diye düşünüyorum.

Evet ben bölüm okuyorum. Dilleri olsa da fen edebiyat koridorları 5 senelik çilemi anlatsa. Evet 5! Ne var? Okul uzatmak günah mı? !!

5 Nisan 2016 Salı

Dilenci değilim ben! Kopyacı hiç değilimmm !!1!1!

Nerden başlasam  bilemiyorum...

Yeni fark ettiğim bir şey var. Buraya hep kızgın / nefret dolu / sinirli / içim şişmişken yazıyorum. Bu gün de bir sinirle klavyeyi elime aldım ki ne yapıyorum ben dedim ya? Hemen kalktım önce kendime bir bitki çayı yaptım, kendimi sakinleştirmek için ufak meditasyon işine giriştim. Sonra ailemin her bir ferdini arayıp (ki çekirdek ailem 7 kişidir) tek tek sinirimi boşalttım. Sonunda hazır olduğuma karar verip klavyeyi tekrar aldım elime...

O yüzden ben kopyacı değilim adlı yazacağım yazıya miniğinden bir neşe katsın diye ben dilenci değilimi de ekledim. Ben dilenci değilimin kafalarcokkarisik ekibinde bir hikayesi var. Gamga'nın bir arkadaşıydı sanırım yeni taşındıkları apartmana yazı asıyorlar. 'Daire bilmemkaça yeni taşındık. Öğrenciyiz. Halı kilim vs. fazlalıklarınızı alabiliriz.' tarzında bir yazı... e bir iki bir iki derken teyzeler kapının önüne salça, ekmek vs gibi şeyler bırakmaya başlayınca bu arkadaş gamgayı arayıp dilenci değilim ben diye şakayla karışık isyan ediyor.  Gamga bunu anlattığında bende acıkmış usul usul N'e yol yapıyordum ne var evde diye. Sonra bir an bana acıdıklarını fark edip dilenci değilim ben diye haykırmıştım. Olayın özü hemen hemen böyle arkadaşın hikayesinde bir sıkıntı varsa gamga yorumda düzeltir. (evet kendi blogumuza yorum yazıyoruz. EVET.. KİME NEEE?)

Neyse gelelim benim hikayeme. Gamgalardaki rüya gibi internetli iki günden sonra çalışma kampına dönmüştüm ve NE FARK ETTİM?? İNTERNET PAKETİM BİTMİŞTİİİ!!!!

4 Nisan 2016 Pazartesi

Fanfiction, Harry Potter ve profesyonel fangirllük üzerine

Kafalarcokkarisik ekibinin Gamga ve Öz’ü olarak fanfiction hakkında söyleyecek çok şeyimiz var. Ancak bu yazıyı ben GAMGA, tek başıma ele alıyorum.
Fanfiction dendiğinde yere çömelip hırıltılı bir sesle “kardeş ben bu batağa çok küçük yaşta düştüm” demek istiyorum. Zira henüz körpe bir yavruyken kaderin ağları etrafımı sardı. 90larda doğmuş her sağlıklı birey gibi ben de Harry Potter’ı okuyup bitirdikten sonra GIMME MORE GIMME MORE havasına girdim. O zamanlar yakın bir arkadaşım (ben ona drug dealer diyeceğim T.T) benim çilelerime bir son vermek amaçlı bak cınım böyle böyle fanfiction diye bir şey var ben okuyorum diyerek bana bir link attı.
Peki o link neyin linkiydi?.....
Du dum
Du dumm
Du duuuuuuum

1 Nisan 2016 Cuma

Neden sinirliyiz???

Bugün ayrı ayrı uyandığımız bir günü birlikte kapatmak üzere toplandık. Lakin genelde dışarıya karşı olmasa da kendi aralarında neşeli olan kafalarcokkarisik ekibinde bir gariplik vardı. ELF GÖZLERİMİZ NELER GÖRÜYORDU???!!!

Dışarıdaki 20 derece havaya rağmen herkes üzerinde yağmur bulutlarıyla uyanmıştı. Öz'ün buna haklı sebepleri varken (haklı sebepler için buraya tık tık) N ve Gamga'ya da neler oluyordu? Onlar kim köpekti ki bu güzel havada böyle moralsizlerdi. Günün ilerleyen saatlerinde Öz  tek başına sinirlenmekten sıkılarak kendine eşlikçi bulmak üzere Gamga'ya başvurdu.Hayatındaki kan bağı olmadan sevebileceği sadece onlar vardı. Sonuçta bir şeye ekip olarak sinirlenmek varken neden tek başına sinirlensindi? Topladı bavulunu ve camdan atlayarak Gamga ve N'e kaçtı. Şaka şaka... 7. katta oturduğu için camdan atlamak yemedi ve edebiyle asansöre bindi. Sinirden yürümeyi unutup saçma bir hızla koşarak Gamga'lara geldi. Yaklaşık bir buçuk saat süreyle nefretiyle kızları boğduktan sonra normal sinir katsayılarına ulaşmışlardı. Yani uçan kuşa sinirlenmek yerine sadece insanlardan nefret ediyorlardı. Daha sonrasında N iş arkadaşlarına (bize olduğuna inandırmaya çalışsa da) muffin yapmaya karar verdi. Ve Gamga ve Öz ders çalışmaya çalışırken kendini onların annesi sanarak onlara yemek yaptı, çay ve kahve servis etti. N böyleydi. Yapısında vardı.. Annelik genini bol bol barındıran DNAsında el lezzeti cimri kalmıştı.. Kabarık olması gereken muffin kalınlığı 2 mm idi. (Neyse yenir diyelim geçelim.)

Öz ve Gamga sinsice N'in yatmasını bekliyordu. O yatınca balayı çifti olarak blog yazacaklardı. Ama N yarın işe gidecek olmasına rağmen ısrarla oturuyordu. N'den kaçış olmayacağını anlayan Öz blog yazısına başlamaya karar verdi. Ama N olunca olayın tüm büyüsü bozuldu. Video çekerken arkada sürekli çekirdek çitlemesiyle olsun, sürekli 'aaa saat kaç olmuş' diyip yatmamasıyla olsun sadece ortam bozmaya yarayan N bunları yaptığı gibi yazı için hiçbir katkıda da bulunmuyordu. İşte N'in türü böyle böyle besin zincirinden kayboluyordu.